19 Mayıs 2013 Pazar

Lisan

Lisan Nedir-2

        Lisan kişiler arasında iletişim kurmayı sağlayan doğal bir araç, kendisine özgü kuralları ve tarihin bilinmeyen dönemlerinden atılmış bir gizli anlaşma düzeni, seslerden oluşmuş sosyal ve topluma arz edilmiş bir olgudur. Lisan birbirleri ile ilişkili iki farklı tanımın kullanımına işaret eder. Tekil anlamda lisan genel bir olgudur veya misal Türk dili veya Japonca gibi somut bir dili ifade eder. Burada dil genel anlamda bir nesne olarak ele alınmaktadır. Lisan iki farklı düşünce altında toplanabilir.
  •         İnsanlar arasındaki anlaşmayı sağlayan belirli yol olarak tanımlanabilir. Bu birleşimde lisan, kelimelerden oluşan, yani vücut dili gibi sözlü olmayan iletişim biçimlerinin yanı sıra insanların en etkili iletişim şekli olan sözlü iletişimi tanımlar. Ses dalgaları akışıyla akustik olarak ve sözcükler aracılığıyla ve işaret dilinde olduğu gibi işaret aracılığıyla görsel olarak aktarılır. Bir de dokunma vasıtasıyla dokun sal işaretlerle veya Lorm aracılığıyla aktarılır. Birbirlerini görmeyen ve duymayan insanlar arasında yazı ile bir iletişim mümkündür. anlam bilimsel içerikler içeren bir kelime hazinesine sahiptir ve kelimelerin birbirleri ile ilişki kurmasını sağlayan bir dil bilgisi yapısı vardır. Bir dilin en küçük parçası sözcük, jest veya sestir  Konuşmacıda olan hemen hemen aynı bilgi dinleyicide olduğuna göre etkili bir iletişim kurulmuş olur. Bu bakımdan kelimeler bilinçli olarak belirlenmiş semboller ve aynı şekilde istence bağlı düşünceler olarak tanımlanabilir. 
  •         Kesin anlamda düşüncenin ve dünya görüşünün iletişim aracı olarak belirtilir. İlk olarak Wilhelm von Humboldt’un yaptığı tanım, dilin insanların bütün karmaşık etkinlikleri ve düşünce olayları için vazgeçilmez olduğu gereğinden yola çıkmaktadır. Lisan insanlar arasındaki anlaşmayı sağlayan tamamlayıcı bir unsur değildir. Aksine dünyadaki nesnelerin ve olguların algıları da dilsel olarak oluşturulur. Nesneler ve durumlar dünyanın dilsel olarak kavranışı sayesinde anlamsal bağlamlara dönüşürler. Bu anlamsal bağlamlar olmadan insanlar için dünyada bir yol bulma olanağı mümkün olmazdı. O halde insan ilk olarak anlamsal sayılan bir dünyada hayvan gibi yaşamamıştır. İnsanlar bu dünya üzerinde başlangıçta bütünleyici olarak ve zaman zaman dil aracılığıyla anlaşmıştır, hatta dil ile iç içe yaşamıştır. Bu, nesnelerin her zaman dilsel bir bağlamda bulunduğu insanın var olmasını ifade eder. Tüm bu yazılanlardan sonra merak ettiklerinizi yorum olarak sorabilirsiniz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder